Posted by Tuğba Dağdeviren | Founder of Lavinya Medya
Sosyal Medya Hastalıkları
Şuan içinde yaşadığımız modern zaman dilimi, bireylerde zihin ve ruh dengesizliklerini beraberinde getirdi. Yediğimiz hormonlu gıdalar ile birlikte vücudumuzun “metabolizma” dengeleri alt-üst olurken, modern zamanın getirdiği dijital hayat da zihin kontrolünü buna parallel olarak usulca ele geçirdi. Zaman zaman “algı” konusunda bilinen düşünceler raydan çıktı.
Uyandığımızda ilk olarak hiç şüphesiz hepimiz yüzümüzü bile yıkamadan cep telefonumuzu elimize alıyoruz. Yanımızda telefon olmadan evden çıkma cesaretimiz var mı? Belirli adrese bile giderken, mutlaka tarif almak için tekrar tekrar cep telefonunu kullanıyor, verilen adrese gidene kadar telefonu elimizden düşürmüyoruz. Artık cep telefonsuz yaşamak mümkün görünmüyor. Peki geçmişte nasıl yaşıyorduk? O tarafı düşünmek bile asla istemiyoruz. O günleri hatırlamıyoruz bile!
Peki ya internet? Şunun şurasında hayatımıza yeni gireli kaç sene oldu. Öylesine gündelik hayatımızın bir bütünü haline geldi ki, artık hayatımızdan çıkmaya hiç niyeti yok. İnterneti doğru ve farkındalığına vararak kullandıktan sonra problem yok. Peki ya interneti doğru kullanamayanlar? Evet, işte ne yazık ki, değişen zamanla birlikte internet kendi hastalığını üreterek beraberinde getirdi.
İsimleri de: Fomo, Photolurking, Enfornografi, Siberhondri, Nomofobi, Cheesepodding, Ego Sörfü Hastalığı, Facebook Depresyonu, İnternet Siniri, Google Takibi olarak tanımlanmaktadır.
Fomo: Sosyal medyada paylaşım sitelerinde geride kalmaktan korkma. Gelişmeleri kaçırma korkusunun en çok Z kuşağını ve erkekleri etkilediği söylenir . FOMO, sanal uyuşturucu.
Nomofobi: Cep telefonundan mahrum kalma korkusu, özellikle genç nesli etkilemiştir.” No Mobile Phobia” diye de adlandırılan fobi, günden güne artış göstermektedir.
Siberhondrik: Var olduğunu düşündüğü hastalıkları hakkında internet ortamında bilgi, belge ve tedavi yöntemleri araştırarak kendisine tanı koymaya çalışma ya da tedavi etme uğraşında olma durumudur. Acaba gözümden kaçan bir belge ya da makale var mı diye günlerce haftalarca tekrar tekrar araştırır.
Photolurking: Sosyal paylaşım sitelerinde saatlerce başkalarının fotoğraf albümlerine bakma hastalığıdır.
Cheesepodding: Bir kişinin internet başında geçirdiği süre boyunca internetten ‘mp3’ indirme hastalığıdır.
Facebook & Instagram depresyonu: Facebook ve diğer bazı sosyal ağlar insanları depresyona eğilimli yapıyor. Özellikle genç kızların duygusal hayal kırıklıkları üzerinde tekrar tekrar konuşmaları, ruh hallerini kötü yönde etkilerken, aynı zamanda mutsuz duygular edinmelerine yol açıyor.
İnternet siniri: Mobil cihazlardaki veya bilgisayardaki performans düşüklüğünü ya da geçici sorunların önemli bir stres kaynağı ve istenmeyen olayların tetikleyicisi olduğu ifade ediliyor.
Google takibi: Bir kişinin çevresindeki kişileri sürekli olarak arama motorları aracılığıyla araştırması ve insanların neler yaptığını internetten sürekli incelemesidir ve bunu genelde gizli bir şekilde yaparlar.
Bilgi paylaşıldıkça bir anlam kazanır. Faydalı olması dileğiyle…